INCOTERMS Kurallarının Hukuki Niteliği ve Kapsamı

A- ULUSLARARASI TİCARET VE ULUSLARARASI TİCARET HUKUKUNUN GENEL ÇERÇEVESİ

Uluslararası ticaret, en yaygın tanımıyla; ikametgâhı, iş merkezi veya mutad meskeni farklı ülkelerde bulunan ya da farklı devletlerin vatandaşı olan gerçek ve tüzel kişiler arasında gerçekleştirilen mal ve hizmet alışverişidir1. Günümüzde, fiziki ve coğrafi koşulların ülkelere göre farklılık göstermesi, teknoloji, sanayi ve tarım gibi alanlardaki gelişmişlik ve uzmanlık seviyelerinin ülkeden ülkeye değişmesi ile pazarın giderek küreselleşmesi sonucunda, ticari rekabet uluslararası düzeye taşınmış ve bu durum uluslararası ticaretin artan bir öneme sahip olmasını sağlamıştır. Bu bağlamda, özellikle bazı uluslarüstü örgütlerin kurulması, iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bunlara paralel olarak ihtiyaçların daha kaliteli, hızlı ve düşük maliyetle karşılanma isteği, uluslararası nitelikli ticareti daha cazip hale getirmektedir2.

Uluslararası Ticaret Hukuku, kişiler arasındaki ticari ilişkilerin ulusal sınırları aşmasıyla birlikte ortaya çıkan hukuki düzenleme ve uygulama gereksinimini karşılamak üzere zamanla gelişen bir hukuk dalıdır3. Ticaretin uluslararası düzeye ulaştığı her toplumda, alıcı ve satıcının farklı hukuki sistemler veya ticari gelenekler kapsamında hareket etmesi, taraflar arasında yerel hukuk normlarının ötesinde, ortak ve bağlayıcı bir düzenlemeye olan gereksinimi ortaya çıkarmıştır. Uluslararası ticaret hukuku, günümüzde hızla ilerleyen ve ulusal hukuk sistemlerinden bağımsız, bunların ötesinde birleşik bir ticaret hukukunu ifade etmektedir4.

Uluslararası ticaret hukuku, hukukun genel ilkelerine ve uluslararası ticari teamülleri esas alan ancak doğrudan herhangi bir ulusal hukuk sistemine bağlı olmayan uluslarüstü bir nitelik taşımaktadır. Bu doğrultuda, tarafların aralarındaki ticari ilişkiden doğabilecek ihtilafların hızlı, pratik, öngörülebilir ve en önemlisi karşılıklı hukuki güveni tesis edecek biçimde çözüleceğini bilmeleri, uluslararası ticaret hukukunun doğuşunu ve gelişimini açıklayan temel nedenlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır5.  Ulusal ticaret hukuklarının, uluslararası ticari ilişkilerin doğası gereği ortaya çıkan çok taraflı ve karmaşık ihtiyaçlara cevap vermekte yetersiz kalması; bu ilişkilerin kendine özgü, standardize edilmiş ve esnek düzenlemeleri gerekli kılması; ayrıca tarafların, uluslararası kurumlar tarafından oluşturulan, tarafsız ve yeknesak kuralları tercih etme eğilimi, uluslararası ticaret hukukunun artan önemini pekiştirmekte ve bu alanın sürekli olarak yeni normatif kaynaklarla zenginleşmesine katkı sunmaktadır6.

Uluslararası ticaret hukukunun kaynaklarına bakılacak olursa bu konuda net bir ifade birliği olmamakla beraber hukukun genel ilkeleri ve ticari teamüller bu kapsamda sayılabilir. Aynı zamanda; uluslararası mevzuat, sözleşmeler, kanunlar, kararlarda uluslararası ticaret hukukunun kaynakları arasında sayılır. Tüm bunların yanı sıra uluslararası kuruluşların ortaya çıkardığı model kanunlarda uluslararası ticaret hukukunun önemli kaynakları arasında yer almaktadır7.

B- ULUSLARARASI TİCARETTE SÖZLEŞMELERİN ROLÜ

Ticari sözleşme, iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişinin, ekonomik faaliyette bulunmak amacıyla karşılıklı hak ve yükümlülükler üstlendiği bir hukukî ilişkidir. Bu sözleşmeler, tarafların farklı ülkelerden olması ve ticari nitelik taşımaları nedeniyle “uluslararası ticari sözleşme” olarak adlandırılır8.  Bu tür sözleşmelerin hazırlanmasında yalnızca ilişkinin kapsamı ve niteliği değil, aynı zamanda işlemlerin ticaret hukuku çerçevesinde nasıl yürütüleceği de belirleyici bir unsur olarak öne çıkar9.

Uluslararası ticari sözleşmelerin yeknesaklaştırılması yönünde çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da, küresel ölçekte bağlayıcı bir sonuç henüz elde edilememiştir. Bu nedenle, sözleşmenin kurulması, hükümlerinin uygulanması ve doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde genel geçer, evrensel bir hukuk sistemi bulunmamaktadır. Hâlihazırda bu alandaki düzenlemeler üç temel kaynaktan beslenmektedir: ulusal hukuk sistemleri, uluslararası antlaşmalar ve çeşitli kuruluşlarca hazırlanan rehber niteliğindeki metinler. Bu bağlamda; ulusüstü yapılar, meslek birlikleri, ticaret ve sanayi odaları tarafından geliştirilen model sözleşmeler, kılavuzlar, genel işlem şartları, kodlar ve örnek kanunlar da uygulamada önemli rol oynamaktadır. Her ne kadar ikili ve çok taraflı antlaşmalar ile ulusal düzenlemeler teorik temeli oluştursa da, fiiliyatta ticari yaşamı yönlendiren esas kaynaklar çoğunlukla bu kuruluşların ortaya koyduğu standart metinlerdir10.

Öte yandan, “uluslararası ticari sözleşme” kavramı çoğu zaman yalnızca uluslararası satım sözleşmeleri ile özdeşleştirilse de, gerçekte çok daha geniş bir sözleşme çeşitliliğini ifade eder. Franchise, bayilik, dağıtım, ortak girişim, inşaat ve fikrî mülkiyet lisans sözleşmeleri gibi farklı alanlardaki birçok sözleşme türü, günümüzde uluslararası ticaretin vazgeçilmez unsurları hâline gelmiştir11. Bu çeşitlilik, farklı hukuk sistemlerinin etkileşimde olduğu sözleşmelerde yorum ve uygulama farklılıklarını da beraberinde getirir.

Tarafların farklı hukuk düzenlerine tâbi olması, hangi hukukun uygulanacağı, sözleşmenin nasıl yorumlanacağı, yükümlülüklerin kapsamı ve sözleşmeye aykırılık hâlinde izlenecek çözüm yolları gibi konularda ciddi belirsizlikler doğurur. Bu durum, uluslararası ticarette öngörülebilirliği azaltmakta, taraflar arasında ihtilaf riskini artırmaktadır. Sözleşmelerin ifası sürecinde yaşanabilecek bu tür uyumsuzlukları önlemek amacıyla, tarafların karşılıklı kabulüne dayalı, bağlayıcı olmayan ama pratikte etkili olan bazı referans metinlere başvurulmaktadır. Bu kapsamda, uluslararası ticari sözleşmelere ilişkin yorum farklılıklarını gidermek ve taraflara ortak bir hukuki zemin sunmak amacıyla çeşitli kuruluşlar tarafından geliştirilen “yumuşak hukuk” (soft law) kuralları büyük önem taşımaktadır. UNIDROIT tarafından hazırlanan Uluslararası Ticari Sözleşmelere İlişkin UNIDROIT İlkeleri, tarafların sözleşme özgürlüğünü gözeterek adil ve dengeli çözümler sunmayı hedeflerken; MTO tarafından yayımlanan INCOTERMS kuralları ise özellikle mal teslimine ilişkin tarafların hak ve yükümlülüklerini standartlaştırmak amacıyla oluşturulmuştur.

C- ULUSLARARASI TİCARETTE TESLİM ŞEKİLLERİ (INCOTERMS)

Uluslararası ticaret esasen ülkeler arasında gerçekleştirilen mal alışverişine dayanır. Günümüzde bu alandaki faaliyetlerin hacmi ve çeşitliliği hızla artmaktadır. Ancak ticaretin bu ölçüde yaygınlaşması, taraflar arasında iletişim sorunlarına ve hukuki ihtilaflara daha sık rastlanmasına yol açmaktadır12. Ticari satış sözleşmelerine taraf olan devletlerin iç hukuk kurallarının birbirinden farklı olması, uyuşmazlıkların en temel nedenlerinden biridir. Tarafların, sözleşme hükümlerini kendi iç hukuklarına göre yorumlamaları, yorum farklılıklarına ve dolayısıyla ihtilaflara yol açmaktadır. Bu nedenle, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları en aza indirebilmek adına, standart ve yeknesak kurallara duyulan ihtiyaç duyulmaktadır13. Milletlerarası Ticaret Odası (MTO), uluslararası ticarette yaşanabilecek uyuşmazlıkları en aza indirebilmek amacıyla, ihracat ve ithalata ilişkin bazı standart terimler oluşturmuş; bu terimlerin anlamlarını ve nasıl yorumlanmaları gerektiğini ayrıntılı biçimde açıklamıştır. Anılan kurallar, bağlayıcı nitelikte olmayıp, taraflara yol gösterici mahiyette kılavuzlar olarak düzenlenmiştir.

“International Commercial Terms” in kısaltması olan INCOTERMS, Milletlerarası Ticaret Odası (MTO) tarafından yayımlanan ve hem uluslararası hem de ulusal düzeydeki ticari sözleşmelerde yaygın biçimde kullanılan standart ticari terimler bütünüdür. Bu terimler, farklı ülkelerden taraflar arasında yapılan ticari işlemlerde ortak bir dil oluşturarak uluslararası ticaretin kolaylaştırılmasını amaçlamaktadır. Incoterms, satıcı ve alıcının yükümlülüklerini belirlemek suretiyle, özellikle malların taşınması sürecinde ortaya çıkabilecek masraflar, risklerin devri, sigorta sorumlulukları, gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülükler bakımından taraflar arasındaki sınırları açık bir şekilde çizmektedir. Söz konusu bu kurallar tek başına sözleşmeyi kurmayıp ödenecek ücreti, hangi para biriminin kullanılacağını, gibi konular ile ilgili de bilgi içermez. Bu bağlamda Incoterms, taraflar arasında çıkabilecek uyuşmazlıkların önlenmesine katkı sağlayan önemli bir düzenleme aracı niteliği taşımaktadır14.

Incoterms kuralları MTO tarafından ilk kez 1936 yılında yayınlanmıştır. Daha sonra 1953, 1967, 1976, 1980, 1990, 2000, 2010 ve son olarak 2020 yılında önemli değişiklikler ve yenilikler yapılmıştır15.

Incoterms kuralları, tacirler arasında akdedilen mal satım sözleşmelerinde kullanılan, üç harfli ve standartlaştırılmış ticari terimlerdir. Bu terimler, ilgili İngilizce ifadelerin kısaltmalarından türetilmiş olup, tarafların teslim şekli, taşıma masrafları, riskin devri ve sigorta gibi hususlardaki yükümlülüklerini açık biçimde düzenlemektedir. Örneğin; FAS (Free Alongside Ship), CIF (Cost, Insurance and Freight) ve FOB (Free On Board) bu terimlerden bazılarıdır.

1. INCOTERMS Kurallarının Amacı

Incoterms’in temel amacı, uluslararası ticarette yaygın olarak kullanılan terimlerin yorumlanmasına açıklık getirmek ve malların teslimine ilişkin standart kurallar belirleyerek küresel ticaretin daha öngörülebilir ve düzenli şekilde işlemesini sağlamaktır16. Bu doğrultuda MTO’nun yeni ticari uygulamalar geliştirmek gibi bir amacı bulunmamaktadır17. Uluslararası ticarette zamanla meydana gelen değişim ve gelişmelere paralel olarak, Incoterms kuralları da ticari uygulamalardaki ihtiyaçlara uyum sağlamak amacıyla sürekli olarak revize edilip geliştirilmiştir. Bu kapsamda en son yapılan değişiklik olan Incoterms 2020’nin temel amacı, metnin daha açık ve anlaşılır hâle getirilmesi suretiyle kuralların uygulanabilirliğinin artırılmasıdır. Her ne kadar Incoterms kuralları, uluslararası ticari ilişkilerden doğan ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmiş olsa da, bu kuralların ulusal hukukta uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Dolayısıyla, söz konusu terimlerin uluslararası sözleşmelerin yanı sıra, ulusal düzeyde akdedilen ticari sözleşmelere de dahil edilmesi mümkündür18.

2. INCOTERMS Kurallarının Hukuki Niteliği

Incoterms, kural olarak tarafların karşılıklı iradeleri doğrultusunda sözleşmeye dahil edilen ticari terimlerdir. Bu kuralların sözleşmede yer alması hâlinde taraflar açısından bağlayıcı hâle gelmeleri mümkün olmakla birlikte, yalnızca taraf iradesine bağlı olarak uygulanmaları nedeniyle, Incoterms’ün kanun ya da uluslararası antlaşma niteliği taşımadığı açıktır. Doktrinde Incoterms kurallarının hukuki niteliği konusunda görüş birliği bulunmamaktadır.

Bir görüş Incoeterms kurallarının örf-adet hukuku kapsamında olduğunu ileri sürmektedir. Incoterms kuralları, uluslararası ticari sözleşmelerde taşıma ve teslim konularında uzun süredir süregelen yerleşik uygulamaların bir yansıması niteliğindedir. Bu yönüyle, uluslararası hukuk kişileri tarafından benimsenen tutum ve davranışlar sonucunda oluşan ve yazılı olmayan uluslararası hukuk kuralları olarak tanımlanan uluslararası örf ve âdet kurallarıyla benzerlik göstermektedir19. Incoterms kurallarının uygulanabilirliği, tarafların bu kuralları açıkça sözleşmeye dahil etmesine bağlıdır. Buna karşılık, uluslararası örf ve âdet kuralları, taraflarca özel olarak benimsenmemiş olsalar dahi, hukuki boşluğun bulunduğu hâllerde kendiliğinden uygulama alanı bulan tamamlayıcı nitelikteki hukuk kurallarıdır. Dolayısıyla bu yönüyle Incoterms kurallarının örf-adet hukuku olduğu kabul edilemez20. Bir diğer görüş ise, Incoterms kurallarını ticari teamül kapsamında değerlendirmektedir. Teamül, bir toplumda, grup ya da sektörde uzun süredir tekrarlanan ve alışılagelmiş davranışlar bütünü olarak tanımlanır. Ancak bu tanımdan hareketle değerlendirildiğinde, Incoterms kurallarının teamül niteliği taşıdığı yönündeki görüş tartışmalıdır. Zira daha önce de açıklandığı üzere, Incoterms kuralları sabit ve değişmez kurallar olmayıp, zaman içerisinde uluslararası ticaretin ihtiyaçlarına göre revize edilmiştir. Bu bağlamda, teamüllerin temel şartı olan uzun süreli ve istikrarlı uygulama koşulunun, sürekli güncellenen yapısı nedeniyle Incoterms kuralları bakımından tam anlamıyla karşılandığı söylenemez21.

Bunların yanı sıra Incoterms kurallarının lex mercatoria olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ise doktrinde tartışmalı olan konulardandır. Lex mercatoria kavramı, yeknesak bir tanıma sahip olmamakla birlikte, genel olarak uluslararası ticaret hukukuna özgü normlar bütünü olarak tanımlanabilir22. Zira lex mercatoria, herhangi bir ulusal hukuk sistemine dayanmak­sızın, uluslararası ticaret pratiği içerisinde kendiliğinden gelişen veya taraflarca benimsenen örf, âdet kuralları ile genel hukuk ilkelerinden oluşan bir normlar bütünüdür. Uluslararası ticari uyuşmazlıklarda, taraf devletlerce genel kabul görmüş bu kuralların uygulanması esastır. Ne var ki, somut olay bakımından bu tür ortak kuralların belirlenememesi hâlinde, uyuşmazlığın çözümünde en hakkaniyetli ve uygun kurallar esas alınmaktadır.

Lex mercatoria kavramının yeknesak şekilde kabul görmüş açık bir tanımının bulunmaması, kapsamının belirlenmesini de güçleştirmektedir. Bu nedenle, kavramın içeriğini ve uygulama alanını belirleyebilmek adına lex mercatoria’ ya atıf yapılan yargı kararlarından yararlanılmaktadır. Lex mercatoria kavramının, MTO hakem kararlarında sıklıkla Unidroit İlkeleri aracılığıyla somutlaştırıldığı görülmektedir. Bu ilkeler; iyi niyet, dürüstlük ve ahde vefa gibi, taraflarca sözleşmede açıkça düzenlenmemiş olsa dahi uyulması gereken temel prensipleri içermektedir. Ayrıca, ticari örf ve adet kurallarıyla sınırları çoğu zaman iç içe geçen lex mercatoria kurallarının, taraflarca açıkça reddedilmedikçe bağlayıcılık taşıdığı kabul edilmektedir23.

Doktrinde, Incoterms kurallarının lex mercatoria’nın önemli bir parçası olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak asıl tartışma, taraflarca sözleşmede açıkça atıf yapılmadığı durumlarda bu kuralların uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar bu konuda farklı görüşler bulunsa da24, baskın doktrinel görüş, Incoterms kurallarının taraflarca açıkça atıf yapılmamış olsa dahi, CISG m. 9(2) hükmü25 uyarınca sözleşmenin zımni bir parçası olarak değerlendirilebileceği ve bu nedenle uygulanabileceği yönündedir26.

Bu bilgiler doğrultusunda Incoterms kurallarını, uluslararası ticaretin en yaygın alanı olan mal satışlarına ilişkin olarak ortaya çıkan ticari teamüllerin, Milletlerarası Ticaret Odası tarafından sistematik şekilde derlenmesiyle oluşturulan, bağlayıcı olmayan yeknesak yorum kuralları bütünü olarak tanımlamak mümkündür27. Dolayısıyla, taraflar sözleşmelerinde Incoterms kapsamında yer alan belirli bir teslim şekline açıkça atıfta bulunmadıkça, Incoterms kuralları yasal olarak bağlayıcı nitelik kazanmaz28.

D- INCOTERMS KURALLARININ KAPSAMI

Incoterms kuralları, satış sözleşmesinin bir parçası olmakla birlikte, bağımsız bir satış sözleşmesi niteliği taşımazlar. Uluslararası ticari sözleşmelere uygulanmak üzere geliştirilmiş olan bu kurallar, sözleşmenin tüm unsurlarını kapsayacak nitelikte olmayıp, yalnızca belirli konulara ilişkin sınırlı düzenlemeler içermektedir. Özellikle teslim şekli ve hasarın alıcıya geçişi gibi, satıcının asli edimine ilişkin hususlar üzerinde yoğunlaşmaktadırlar.

Incoterms’in kapsadığı konular malların teslimi, hasarın geçişi, masrafların dağılımı ve belgelere ait yükümlülükler olmak üzere 4 ana başlık şeklinde ayrılabilir.

1. INCOTERMS Kapsamında Düzenlenen Konular

Incoterms kuralları; alıcı ve satıcının malların teslimi, hasarın geçişi, masrafların paylaşımı, ithalat ve ihracata ilişkin gümrük işlemleri, paketleme sorumluluğu, malların varış yerinde teslim alınması ve tarafların yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ispatına ilişkin hususları kapsamaktadır29. Ancak bu kurallar yalnızca maddi mallara uygulanmakta olup, gayri maddi nitelikteki haklar Incoterms kapsamı dışında bırakılmıştır30.

1.1 Malların Teslimi

Teslim kavramı, hukukun farklı alanlarında çeşitli anlamlar taşıyabilmekle birlikte, Incoterms kuralları çerçevesinde esas olarak hasar ve ziya riskinin satıcıdan alıcıya geçtiği anı ifade etmektedir. Satım sözleşmelerinde kullanılan Incoterms terimleri, teslim yerini tek başlarına belirleyici nitelikte değildir; teslim yeri, terimin yanına eklenen belirli bir yer veya liman adı ile açıkça belirtilmektedir31.

1.2 Hasarın Geçişi

Uluslararası ticarette taraflar arasında en sık uyuşmazlığa yol açan meselelerden biri, hasarın satıcıdan alıcıya geçtiği anın tespitidir. Bu husus, Incoterms kurallarında açıkça düzenlenmiş ve detaylı biçimde ele alınmıştır. Malların teslim noktası ile hasarın geçişi kavramları birbirleriyle yakından ilişkilidir. Genellikle hasarın geçişi, malların teslim noktasında alıcıya teslimiyle birlikte gerçekleşir. Incoterms 2020 kurallarının A3/B3 maddelerine göre, satıcı, malları teslim edene kadar meydana gelecek her türlü ziya ve hasardan sorumludur. Teslim gerçekleştikten sonra ise, mallarda meydana gelen herhangi bir ziya veya hasarın tazmini alıcı satıcıdan talep edilemez32. Alıcının teslimin yapılması için gerekli işlemleri yapmaması ve malların tesliminin gerçekleşememesi olasılığında ise bazı durumlarda hasarın teslimden önce alıcıya geçeceği de düzenlenmektedir33.

1.3 Masrafların Dağılımı

Incoterms kurallarında, hasarın geçişinde olduğu gibi masraf dağılımı bakımından da temel ölçüt, malların teslim anıdır. Malların teslimi, masrafların hangi aşamadan itibaren satıcıdan alıcıya geçtiğini belirler34. Incoterms 2020 de masrafların dağılımı her terim için A9 maddesinde alıcı tarafından ödeyeceği belirtilenler dışında, malların teslimine kadarki tüm masrafların satıcıya ait olduğu belirtilmiştir. C grubu terimlerde, malların yüklenmesi ve taşımaya ilişkin güvenlik masrafları ile taşıma sözleşmesine göre satıcının sorumlu olduğu boşaltma ve transit geçiş masrafları satıcıya aittir35.

1.4 Belgelere İlişkin Yükümlülükler

Incoterms 2020’nin A6/B6 maddelerinde, olağan taşıma belgelerinin nitelikleri ve işlevleri ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu belgeler, seçilen teslim şekline göre taşımanın yapılması ve malların varış noktasında talep edilmesi hakkını sağlamaktadır. Taşıma belgeleri, alıcıya malların taşınması ve sonraki alıcıya devri yoluyla satma hakkı verir. Belgeler birden fazla asıl nüsha halinde düzenlenebilir ve tam takım olarak alıcıya teslim edilmelidir. Ayrıca A7/B7 maddelerine göre, alıcının talebi doğrultusunda satıcı, malların ithalatı ve varış noktasına kadar taşınması için gerekli tüm belgeleri sağlamak ve alıcıya destek vermekle yükümlüdür.

2. INCOTERMS Kapsamı Dışında Kalan Konular

Incoterms kuralları, yalnızca belirli konularda tarafların borç ve yükümlülüklerini düzenler; bu kuralların kapsamı dışında kalan hususlarda düzenleme içermez. Taraflar Incoterms kurallarını kullanarak kapsam dışı konularda yükümlülük belirleyemez. Fakat Incoterms kuralları kapsamında düzenlenmemiş olsalar bile sözleşme kapsamında belirlenmesi gereken önemli konular da vardır. Ödemenin nasıl yapılacağı, navlun giderlerinin hangi tarafa ait olduğu, mülkiyetin intikalinin ne zaman geçeceği, sözleşmeye aykırılık veya ifa edilmemesi halinde hangi başvuru yoluna gidileceği? gibi milletlerarası satış sözleşmelerindeki önemli sorulara Incoterms kuralları cevap veremez. Sözleşme kapsamında önem teşkil edip Incoterms kuralları kapsamı dışında kalan konular şunlardır;

2.1. Ödeme ve Ödeme Şekilleri

Incoterms kuralları, satış bedeline dâhil olan unsurları açıklasa da, ödemenin ne zaman, nerede, hangi para birimiyle ve hangi yöntemle yapılacağına ilişkin bir düzenleme içermez36. Uluslararası ticarette yaygın ödeme yöntemleri arasında peşin ödeme, mal karşılığı ödeme, vesaik karşılığı ödeme, kabul kredili ödeme ve akreditifli ödeme yer alır.

Ancak Incoterms bu yöntemlere dair herhangi bir öneri ya da yönlendirme sunmaz. Bu hususlar, taraf ülkelerin iç hukukları ve bankacılık düzenlemeleriyle belirlenir. Farklı para birimleri ve değişken kurlar nedeniyle bu alanda tekdüze bir sistem kurmak mümkün değildir. Bu sebeple ödeme koşulları, her bir satış sözleşmesinde ayrı olarak düzenlenmelidir37.

2.2 Mülkiyetin Geçişi

Uluslararası ticari sözleşmelerde, malların sevki sırasında hasar, kayıp veya yok olma riski taşıyıcıdan ya da mücbir sebeplerden kaynaklanabilir. Teslim anında mülkiyetin alıcıya geçtiği genel olarak kabul edilse de, Incoterms bu konuda açık bir düzenleme içermez. Bu nedenle MTO, mülkiyetin devri ve saklı tutulmasına ilişkin farklı ülke hukuklarını derleyerek kullanıcılar için ayrı bir rehber yayımlamıştır38.

2.3. Sözleşme Biçimi

Uluslararası ticarette hem yazılı hem sözlü sözleşme yapılabilir. Çoğu hukuk sisteminde taşınır mal satışında şekil serbestisi vardır. Ancak ispat kolaylığı ve olası uyuşmazlıkların önlenmesi açısından, sözleşmenin yazılı ve ayrıntılı şekilde hazırlanması tarafların yararınadır. Incoterms kuralları da sözleşme özgürlüğü ilkesine dayanır; sözleşmenin şekli, geçerliliği gibi hususlara ilişkin bir düzenleme içermez. Bununla birlikte, taraflar bir Incoterms terimi kullanıyorsa, bu terimin hangi versiyona ait olduğu açıkça belirtilmelidir39.

2.4 Taşıma Sözleşmesi

Incoterms, malların taşınmasıyla yakından bağlantılı olsa da, taşıma sözleşmesinin içeriğini düzenlemez. Çünkü taşıma sözleşmesi, taşıyıcı ile satıcı ya da alıcı arasında kurulan, satış sözleşmesinden ayrı bir hukuki belgedir. Incoterms sadece taşıma masraflarının kim tarafından karşılanacağı, riskin ne zaman devredileceği gibi hususları belirler. Buna karşın taşıma sözleşmesinin şartları ve hükümleri, tarafların kendi aralarında ayrıca belirlenmelidir. Aynı zamanda taşıma sözleşmesi niteliğindeki çarterparti ve konşimentonun beraber düzenlendiği durumda INCOTERMS 2000 versiyonundan itibaren çarterpartinin bir örneğini saklama yükümlülüğü kaldırılmıştır40.

2.5 Sigorta Sözleşmesi

Sigorta sözleşmesi, genellikle alıcı ile sigortacı arasında yapılır ve içeriği Incoterms kurallarıyla doğrudan bağlantılı değildir. Bu nedenle, Incoterms sigorta prosedürlerini düzenlemez. Ancak tarafların iradesiyle satış sözleşmesine sigortaya ilişkin hükümler eklenebilir. Bununla birlikte, yalnızca CIP ve CIF terimleri, satıcının taşıma sürecine ilişkin sigorta yaptırma yükümlülüğünü içerir. Bu terimlerde, sigortayı kimin yaptıracağı açıkça belirlenmiştir; ancak sigorta kapsamı yine tarafların anlaşmasına bağlıdır.

2.6 Varyantlar (Değişkenler)

Taraflar, satım sözleşmesini hazırlarken ihtiyaçlarına göre Incoterms’te yer alan teslim şekillerine ek sözcükler ekleyebilir. Bu tür eklemeler, “varyant” olarak adlandırılır. Incoterms kuralları, varyant kullanımını yasaklamamakla birlikte, bu konuda yönlendirici hükümler de içermez. Ancak olası anlam belirsizliklerini önlemek adına, tarafların varyant yoluyla yaptıkları değişiklikleri satım sözleşmesinde açık ve ayrıntılı biçimde ifade etmeleri önerilir41.

2.7 Uyuşmazlıkların Çözümü

Tarafların satış sözleşmelerinde Incoterms kurallarına yer verdikleri durumlarda, doğabilecek uyuşmazlıkların çözüm yöntemine ilişkin tercih hakkı tarafların iradesine bırakılmıştır. Zira Incoterms kuralları, uyuşmazlık çözüm yollarına dair herhangi bir bağlayıcı düzenleme içermemektedir. Bu kapsamda taraflar, yargı yoluna başvurabilecekleri gibi, tahkim, arabuluculuk veya uzlaştırma gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine de yönelebilmektedir. Özellikle tahkim yolu, yargılamanın daha hızlı sonuçlanması, hakemlerin ilgili alanda uzman kişilerden oluşması ve gizlilik ilkesine dayalı bir yargılama süreci sunması42 bakımından taraflar nezdinde yaygın şekilde tercih edilmektedir.

Sonuç olarak, Incoterms, uyuşmazlık halinde taraflara herhangi bir çözüm yolu dayatmamakta; aksine, çözüm yönteminin belirlenmesini tarafların serbest iradesine bırakmaktadır43.

E- SONUÇ

Günümüz küresel ticaret düzeni içerisinde, farklı ülke mevzuatlarına tâbi taraflar arasında gerçekleştirilen uluslararası mal satışlarında yeknesaklığın sağlanması, sözleşmelerin etkin biçimde ifa edilmesi ve taraflar arası hukuki belirsizliklerin asgariye indirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda Milletlerarası Ticaret Odası (MTO) tarafından geliştirilen Incoterms kuralları, uluslararası ticaret uygulamalarında teslim şekillerine ilişkin temel standartları belirleyerek taraflar arasında ifa yükümlülüklerinin açık ve öngörülebilir biçimde düzenlenmesini mümkün kılmaktadır.

Ancak Incoterms, taşıdığı teknik nitelik itibariyle yalnızca malın teslimi, riskin devri, masrafların paylaşımı ve belgelerin sağlanması gibi konuları düzenlemekte; bunun dışında kalan, özellikle mülkiyetin geçişi, ödeme yükümlülükleri, sözleşmenin ihlali hâlinde uygulanacak yaptırımlar ve uyuşmazlıkların çözüm yollarına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer vermemektedir. Dolayısıyla Incoterms kurallarının uygulanması, taraflar arasında yapılan sözleşmeye açıkça dâhil edilmesine bağlı olup, tamamlayıcı nitelik taşımaktadır. Bu yönüyle Incoterms, uluslararası sözleşme hukukunun yerleşik ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi gereken yardımcı bir düzenleme aracı niteliğindedir.

Özellikle Incoterms kurallarının, uyuşmazlıkların çözüm yollarına ilişkin herhangi bir belirleme içermemesi, bu konuda taraf iradesinin belirleyici olmasına neden olmaktadır. Taraflar, ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar bakımından ulusal mahkemelere başvurabilecekleri gibi, tahkim, arabuluculuk veya uzlaştırma gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini de tercih edebilmektedir. Uygulamada, tahkim yargılaması sıklıkla başvurulan bir çözüm yolu olarak öne çıkmakta; hakemlerin teknik uzmanlığı, sürecin hızlılığı ve yargılamanın gizliliğe dayalı yürütülmesi gibi nedenlerle, özellikle ticari ihtilaflarda tercih sebebi olmaktadır.

Sonuç olarak Incoterms kuralları, taraflar arasında mal teslimine ilişkin yükümlülüklerin açık biçimde belirlenmesi ve ifa sürecinde doğabilecek belirsizliklerin giderilmesi bakımından önemli işlev görmekte; ancak kapsamı dışında kalan konuların düzenlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple taraflar, Incoterms kurallarını sözleşmeye dâhil ederken, sözleşmenin bütünlüğünü sağlayacak şekilde, özellikle mülkiyetin devri, ödeme şartları ve uyuşmazlık çözüm yollarına ilişkin açık ve ayrıntılı hükümler öngörmeli; böylece uygulamada doğabilecek yorum farklarının ve ihtilafların önüne geçilmelidir.

  1. Cemal Şanlı, “Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yolları” (3th edn, Beta Yayıncılık 2005) 3. ↩︎
  2. Hale Ezel, Uluslararası Ticarette Teslim Şekilleri (Incoterms) (Yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi 2013) 4. ↩︎
  3. Ezel (n 2) 4 ↩︎
  4. Arzu Oğuz, “Hukuk Tarihi ve Karşılaştırmalı Hukuk Açısından Uluslararası Ticaret Hukuku, (Lex Mercatoria) – Unidroit İlkeleri’nin Lex Mercatoria Niteliği”, 50(3) (2001) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,11. ↩︎
  5. Zafer Zeytin, Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri (CISG) Hukuku (Seçkin Yayıncılık 2011) 25. ↩︎
  6. Ezel (n 2) 5-6. ↩︎
  7. Örneğin UNCITRAL, UNIDROIT ↩︎
  8. Ezel (n 2) 6. ↩︎
  9. Azra Betül Erik, Incoterms 2020’nin Incoterms 2010 ile Farklarının İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2021) 8. ↩︎
  10. Nuray Ekşi, “Milletlerarası Ticaret Hukuku” (4th edn, Beta Yayıncılık 2020) VII–3. ↩︎
  11. Bahar Ceyda Süral, ‘Uluslararası Ticari Sözleşmelere Uygulanacak Hukuk Olarak UNIDROIT (Özel Hukukun Yeknesaklaştırılması İçin Uluslararası Enstitü) Prensipleri’ (Doktora tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2008) 12. ↩︎
  12. Ercüment Erdem, Milletlerarası Ticaret Hukuku( 2th edn, On iki levha Yayınevi 2020) 52. ↩︎
  13. Erik (n 8) 11. ↩︎
  14. Tengiz Sirabidze, INCOTERMS 2020 Işığında Geçmişten Günümüze INCOTERMS (Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, 2021) 18. ↩︎
  15. Betül Aktaş Ertan, ‘ Incoterms 2020 Düzenlemeleri Üzerine Bir Değerlendirme’(2022) 17(195) Terazi Hukuk Dergisi, 103. ↩︎
  16. Sirabidze (n13) 24. ↩︎
  17. Hüseyin Akif Karaca, “Milletlerarası Özel Hukukta Incoterms” (1 th edn. On İki Levha Yayıncılık 2020) 8. ↩︎
  18. Ertan (n 14) 104. ↩︎
  19. Cemal Şanlı, Emre Esen and İnci Ataman-Figanmeşe, “Milletlerarası Özel Hukuk”, (8th edn, Beta 2020) 11. ↩︎
  20. Cahit Ağaoğlu, ‘ Incoterms 2020’(2020)40(2) PPIL 1120. ↩︎
  21. Ağaoğlu (n 20) 1120. ↩︎
  22. H. Ercüment Erdem, ‘Incoterms® 2000’ in Ercüment Erdem (edn), Milletlerarası Ticaret Hukuku ile İlgili Makaleler (Beta 2008) 323. ↩︎
  23. Ağaoğlu (n 20) 1121-1122. ↩︎
  24. Arslan Kaya, Hüseyin Ülgen, Mehmet Helvacı and N. Füsun Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, (6th edn Vedat 2019) 333. ↩︎
  25. CISG m. 9: (1) Taraflar, uygulanmasını kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş olan alışkanlıklarla bağlıdır. (2) Aksi kararlaştırılmadıkça, tarafların bildiği veya bilmesi gerektiği ve milletlerarası ticarette aynı tür sözleşmeleri ilgili ticari branşta akdedenler tarafından yaygın olarak bilinen ve düzenli olarak uygulanan teamüllerin sözleşmelerine ve sözleşmenin kurulması aşamasına uygulanmasını zımnen kabul ettikleri varsayılır. ↩︎
  26. Fatih Doğan, ‘Incoterms® 2000’ (2002) Ömer Teoman’a 55. Yaş Günü Armağanı 352. ↩︎
  27. H. Ercüment Erdem, SİF Satışlar – CIF Sales (Beta 1999) 5. ↩︎
  28. Ağaoğlu (n 20) 1123. ↩︎
  29. Ertan (n 14) 104. ↩︎
  30. H. Ercüment Erdem (n 22) 228. ↩︎
  31. Erik (n 9) 20-21. ↩︎
  32. Erik (n 9) 21. ↩︎
  33. Erdem (n 12) 68. ↩︎
  34. Zafer Zeytin, Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hukuku CISG. (3th edn, Seçkin Yayınevi 2019) 423. ↩︎
  35. Erdem (n 12) 69. ↩︎
  36. Oğuz Caner, ‘Incoterms 2010’ (2012)11(22) İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 232. ↩︎
  37. Erik (n 9) 24. ↩︎
  38. Caner (n 36) 232. ↩︎
  39. Sirabidze (n 14) 27. ↩︎
  40. Caner (n 36) 233. ↩︎
  41. Erik (n 9) 26. ↩︎
  42. Tayfun Ercan, Uluslararası Ticaret Hukuku (1st edn, Ekin Basım Yayın Dağıtım 2019) 152. ↩︎
  43. Erik (n 9) 27. ↩︎

Tags: