Anonim Şirketlerde Genel Kurulun Devredilmez Yetkileri Kapsamında Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışı ve Uygulama Alanı (TTK m.408/2-f)

A. Anonim Şirketlerde Zorunlu Organların Görev ve Yetkileri

Anonim şirket, tüzel kişiliği bulunan, sermayesi paylara bölünmüş, borçları bakımından tüm malvarlığı1 ile sorumlu olan sermaye şirketidir. Sermaye şirketlerinde ortak sayısının fazla olması nedeniyle şirket faaliyetleri organlar vasıtasıyla yürütülür.

1. Anonim Şirketlerde Zorunlu Organlar

Anonim şirketlerde genel kurul ve yönetim kurulu olmak üzere iki zorunlu organ bulunmaktadır. Bunların yanı sıra denetçi de mevcut olmakla birlikte, denetçi bir organ niteliğinde değildir ve zorunlu değildir.

Genel kurul, anonim şirketin karar organıdır. Pay sahiplerinden, pay sahibi olmayan yöneticilerden ve denetçiden oluşur. Bu organ; yönetim kurulu üyelerinin seçimi, görevden alınması ve ibra edilmesi, esas sözleşmede değişiklik yapılması, sermayenin artırılması veya azaltılması gibi konularda karar alma yetkisine sahiptir. Anonim şirketin sürekli faaliyette bulunan bir organı olmayan genel kurul, gerekli görülen durumlarda veya belirli zaman aralıklarında olağan ya da olağanüstü olarak toplanabilir.

Yönetim kurulu ise şirketin temsil ve idare organı olup, genel kurulun yetki alanına girmeyen tüm iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Sürekli bir organ niteliğinde olan yönetim kurulu, şirketin tüzel kişiliğinin kazanılmasından sona ermesine kadar faaliyet göstermeye devam eder.

2. Zorunlu Organlar Arasındaki İlişki

Anonim şirketlerde organlar arasındaki ilişkinin belirlenmesinde üç temel teori bulunmaktadır: üstünlük teorisi, eşitlik teorisi ve sınırlandırılmış üstünlük teorisi. Üstünlük teorisine göre, genel kurul şirketin en yetkili organı olup, şirket adına her türlü kararı alabilir ve yönetim kuruluna talimat verebilir2.

Eşitlik teorisi ise genel kurul ve yönetim kurulunun devredilemez yetki ve görevlerinin bulunduğunu, bir organın diğerinin yetki alanına müdahale edemeyeceğini kabul etmektedir. Ancak bu eşitlik yalnızca devredilemez yetki ve görevler bakımından geçerli olup, pratikte organlar arasında tam bir eşitlik söz konusu değildir3. Sınırlandırılmış üstünlük teorisi ise genel kurulun, yönetim kurulunun devredilemez yetki ve görevleri dışında kalan konularda yönetim kuruluna talimat verebileceğini öngörerek üstünlük ve eşitlik anlayışları arasında bir denge kurmaktadır4.

Türk hukukunda zorunlu organlar arasındaki ilişki uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nda organlar arasındaki ilişkinin nasıl düzenlendiğine dair açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, İsviçre Borçlar Kanunu m.698’de yer alan düzenlemenin TTK’da öngörülmemesi, TTK m.374 uyarınca yönetim kurulunun yalnızca genel kurulun yetki alanına bırakılan konular haricinde yetkili olması, yönetim kurulu ve genel kurulun devredilemez yetkilerinin farklı maddelerde düzenlenmiş olması (TTK m.375 ve TTK m.408/2) ve ilgili hükümlerin gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde, TTK kapsamında genel kurulun üst organ olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve işlevler ayrılığına dayalı eşitlik teorisinin benimsendiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu bağlamda, TTK m.375’te belirtilen yönetim kuruluna ait görev ve yetkiler devredilemez nitelikte olup, genel kurulun bu alana müdahalesi engellenmiştir. Dolayısıyla, TTK m.408/2 ve TTK m.375 hükümlerinin, sayılan yetkiler açısından organlar arasında işlevsel bir ayrımı esas aldığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir yansıması olduğu söylenebilir5.

Ayrıca, genel kurulun yönetim kurulunu seçme veya azletme yetkisine sahip olması, genel kurulun yönetim kurulundan üstün olduğunu göstermez. Eşitlik teorisi, iki organın yetkilerinin aynı hüküm ve sonuçlara sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Önemli olan, farklı fonksiyonları yerine getiren organlar arasında hiyerarşik bir ilişki olmaksızın, fonksiyon ayrılığına dayalı bir eşitliğin bulunmasıdır6.

3. TTK’ya Göre Genel Kurul ve Yönetim Kurulunun Devredilmez Görev ve Yetkileri

3.1 Genel Kurulun Devredilemez Görev ve Yetkileri

TTK m.408 hükmünde genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri belirtilmiştir. Bunlar;

  • Esas sözleşmenin değiştirilmesi.
  • Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
  • Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması.
  • Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması.
  • Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi.
  • Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı.

Bu maddede sayılanlarla beraber, anonim ortaklığın birleşmesi (TTK m.151), bölünmesi (TTK m.173), tür değiştirmesi (TTK m.189), anonim ortaklığın feshine karar verilmesi (TTK m.529), tasfiye memurunun atanması ve görevden alınması (TTK m.536-537) gibi konularda da genel kurul yetkilidir.

3.2 Yönetim Kurulunun Devredilemez Görev ve Yetkileri

TTK m.375’te yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri belirtilmiştir. Bunlar;

  • Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi
  • Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi
  • Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması
  • Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları
  • Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi
  • Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi
  • Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması şeklinde düzenlenmiştir.
  • Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması şeklinde düzenlenmiştir.


Öğretide TEKİNALP yönetim kurulunun TTK m.375 kapsamındaki devredilemez nitelikteki yetkilerinden birinin kapsamına giren bir konuda genel kurulun görüşünü alabileceğini ve kararını genel kurulda oylamaya sunabileceğini; ancak genel kurulun onayının yönetim kurulunun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını ifade etmektedirler7.

B. Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışında (TTK m.408/2-f) Genel Kurul
Kararının Hukuki Niteliği

1.Önemli Miktar, Şirket Varlığı ve Toptan Satış Kavramları

1.1 Önemli Miktar

TTK uyarınca, şirketin önemli malvarlığının toplu satışına ilişkin yetki genel kurula verilmiş olsa da, “önemli miktar” kavramının sınırları açıkça tanımlanmamıştır. Kanundaki bu eksiklik nedeniyle, neyin önemli miktarda sayılacağına hâkim takdir edecektir. Değerlendirme sürecinde, somut olayın özellikleri, Yargıtay kararları ve TTK m.408/2(f)’de korunan menfaatler göz önünde bulundurulacaktır8.

Önemli miktarın belirlenmesinde anonim şirketin varlıkları, büyüklüğü ve işletme konusu somut olay çerçevesinde değerlendirilir. Eğer satış işlemi sonrasında şirket faaliyetlerini sorunsuz şekilde sürdürebiliyorsa, satışın önemli bir miktarda olmadığı kabul edilir. Ancak, satış işlemi şirketin faaliyet konusunu yerine getirmesini güçleştiriyor veya engelliyorsa, bu durumda satışın önemli miktarda olduğu sonucuna ulaşılır 9.

YHGK 2013/1048 E., 2014/430 K., 02.04.2014 tarihli kararında; konuya ilişkin olarak, yönetim kurulu kararı ile anonim şirkete ait bir taşınmazın satışının yapılmasına yönelik; bu taşınmazın şirketin tek ve en önemli malvarlığı olup olmadığının incelenmesi ve tek malvarlığı olduğu anlaşılırsa bu taşınmazın yönetim kurulu kararı ile satışının geçersiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

Aynı zamanda halka açık ortaklıklar için SPK tarafından çıkarılmış olan “Önemli Nitelikteki İşlemlere
İlişkin Ortak Esaslar ve Ayrılma Hakkı Tebliği (II-23.1)”
önemlilik kriterleri için somut bazı esaslar
belirlemiştir. Tebliğe göre önemlilik ölçütü;

a) Ortaklığın kamuya açıklanmış son finansal tablolarına göre işleme konu mal varlığının kayıtlı
değerinin varlık (aktif) toplamına oranının veya ,
b) İşlem tutarının, son altı aylık dönem içinde oluşan günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama borsa
fiyatlarının aritmetik ortalaması dikkate alınarak hesaplanan ortaklık değerine oranının veya,
c) Ortaklığın kamuya açıklanmış son yıllık finansal tablolarına göre önemli nitelikteki işleme konu malvarlığından elde edilen gelirin, sürdürülen faaliyetler dönem net karı/zararına etki eden tüm gelir
kalemlerinin toplamına oranının, %75’ten fazla olması durumudur.

Doktrinde BİÇER/HAMAMCIOĞLU, hukuk güvenliğinin sağlanması ile üçüncü kişilerin ve şirket menfaatlerinin en yüksek düzeyde korunabilmesi bakımından kanun koyucunun halka açık ortaklıklardaki gibi belli bir oran belirlemesinin gerekli olduğunu savunmaktadır10.

1.2 Şirket Varlığı

TTK m.408/2 (f) bendi ile 538/2 hükümlerinde hem “önemli miktar” hem de “toptan satış” ifadeleri kullanılmıştır. Ancak, satışın konusu bakımından ilk hükümde “şirket varlığı”, diğerinde ise “aktifler” terimi tercih edilmiştir. Farklı kelimelerle ifade edilmişse de her ikisi de aynı anlama gelmektedir. Varlık ve malvarlığı kavramları birbirinden farklıdır. Varlık, yalnızca işletmenin aktif unsurlarını içerirken, malvarlığı hem aktifleri hem de pasifleri kapsayan daha geniş bir kavramdır. İşletmenin sahip olduğu tüm ekonomik unsurlar “varlık” olarak adlandırılır. Varlıklar, işletmenin faaliyetlerine göre dönen varlıklar ve duran varlıklar olmak üzere iki gruba ayrılır. Dönen varlıklar, kısa vadede likiditeye çevrilebilen veya bir yıl içinde paraya çevrilmesi öngörülen değerlerden oluşur. Duran varlıklar ise işletmenin uzun vadeli kullanımına tahsis edilmiş, üretim sürecinde sürekli yer alan ve nakde çevrilmesi daha zor olan unsurlardır. Örneğin, taşınmazlar, makineler, taşıtlar ve demirbaşlar duran varlıklar kategorisine girerken; menkul kıymetler, ticari alacaklar ve stoklar dönen varlıklar arasında sayılabilir.

Doktrinde aktif kavramı bazı yazarlar tarafından dar, bazı yazarlar tarafından ise geniş yorumlanmaktadır. Örneğin, DOMANİÇ aktif kavramını dar yorumlayarak, hemen tahsili mümkün olmayan, paraya çevrilebilen ve konusu para olmayan tüm alacakların yanı sıra menkul kıymetler, gayrimenkuller ve pay senetleri gibi çeşitli unsurların da bu kavrama dâhil edilebileceğini ifade etmiştir11. BİÇER, HAMAMCIOĞLU da benzer şekilde aktiflerin dar yorumlanması gerektiğini savunmaktadır 12 .Öte yandan, ÖZDAMAR aktif kavramını geniş yorumlamakta olup, eTK m.443/II hükmünün BK’nın ilgili hükümleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ve aktiflerin toptan satışı kavramının, aktif ve pasiflerin birlikte devri şeklinde anlaşılması gerektiğini ileri sürmektedir13.


1.3 Toptan Satış

Toptan satış kavramı, birden fazla malvarlığı unsurunun tek seferde satılmasını ifade etmektedir. Bu çerçevede, şirket açısından büyük öneme sahip tek bir malvarlığı unsurunun devrinin toptan satış kapsamında değerlendirilmemesi, ilgili işlemin hukuki geçerliliği konusunda tartışmalara yol açmaktadır. Benzer şekilde, şirket malvarlığının tek seferde değil de kademeli olarak satılması durumunda, söz konusu işlemlerin hukuki geçerliliğinin nasıl değerlendirileceği de önemli bir mesele olarak ortaya çıkmaktadır.

Kanun koyucunun amacı dikkate alındığında, ilgili düzenleme ile korunmak istenen hukuki menfaatin,
yönetim kurulunun şirket ortaklarını ve/veya alacaklılarını zarara uğratabilecek önemli malvarlığı unsurlarının satışını veya devrini belirli usul ve şartlara tabi kılmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, söz konusu hukuki menfaati ihlal eden ya da kanunun amacını bertaraf etmeye yönelik hileli devir işlemlerinin geçersiz sayılması gerekmektedir14.

2. Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışında Ağırlaştırılmış Yetersayısı Gerekip
Gerekmediği Sorunu

TTK m.408/2(f), önemli miktarda şirket varlığının toptan satışını genel kurulun devredilmez yetkileri arasında düzenlemiş olmasına rağmen, bu konuda karar alınabilmesi için herhangi bir ağırlaştırılmış yetersayı öngörmemiştir. Ayrıca, ağırlaştırılmış yetersayıların uygulanacağı genel kurul kararlarını belirleyen TTK m.421’de de bu hususa ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna karşılık, tasfiye sürecinde önemli miktarda aktiflerin satışına ilişkin TTK m.538/2, genel kurulun ancak TTK m.421/3 ve 4’te öngörülen ağırlaştırılmış yetersayılarla karar alabileceğini hükme bağlamıştır.

Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin kararın genel kurulda hangi yetersayı ile alınacağı konusunda TTK’da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. TTK m.418 uyarınca “genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” ilgili hükmü göz önüne alındığında, TTK’da ve kanunun izin verdiği ölçüde ana sözleşmede daha ağır nisap öngörüldüğü durumlar dışında, genel kurul basit çoğunluk ile karar alır.

Buna karşılık, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in15 22/12. maddesinde, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışına ilişkin kararların alınabilmesi için sermayenin en az yüzde yetmiş beşinin olumlu oyunun gerekli olduğu hükme bağlanmıştır16. Ancak, bu düzenleme normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil etmektedir. Zira, AY m.124 uyarınca, yönetmelikler yalnızca kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak amacıyla çıkarılabilir. Dolayısıyla, karar nisabına ilişkin bir düzenlemenin yönetmelikle getirilmesi, yetki aşımı niteliğinde olup, bu hususun kanun ile düzenlenmesi gerekmektedir.

Yargıtay 11.HD, E.2020/306, K.2021/6945, 08.12.2021 tarihli kararında söz konusu karar nisabı ile ilgili aynı görüşü benimseyerek konu bakımından şu önemli kararı oluşturulmuştur:

TTK’nın 418. maddesi gereği kanunda ya da esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmadığı sürece genel kurul kararlarının olağan çoğunlukla alınması kural olup önemli miktarda mal varlığı satısı için de gerek kanunda gerekse somut davadaki davalı şirketin ana sözleşmesinde kuralın aksine ağırlaştırıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar doktrinde önemli miktarda mal varlığının satısına dair genel kurul kararının da TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4’te gösterilen nitelikli çoğunlukla alınmasının gerekli olduğu ve tasfiye halinde olmayan ortaklıklar için bu hususa yer verilmemesinin unutulma eseri olduğu ileri sürülmekte ise de kanun koyucunun nitelikli çoğunluk istemiş olması halinde bunu açıkça öngörmesi gerektiği gibi savunulduğu gibi unutma halinin varlığında da bir yasa değişikliği ile murat hasıl olabileceğinden bu hususun unutulma eseri olduğu kabul edilemediği gibi kanunda yeter sayılar yönünden ayrıca ve açıkça düzenlenmemiş tüm genel kurul kararları TTK’nın 418. maddesindeki nisaplara tabi olduğundan bu yönde kanun boşluğu bulunduğu da kabul edilemez.
Her ne kadar Yönetmelik’te faal/tasfiye halinde şirket ayrımı yapılmaksızın önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satış kararının nitelikli çoğunlukla alınacağına dair nisap öngörülmüş ise de bu nisap tasfiye halindeki şirketler için TTK’nın 538/2 maddesinin atfıyla 421/3-4 maddesinde gösterilen nisaptır ve bu nisabın faal şirketler için uygulanması normlar hiyerarşisine de aykırıdır.

Yargıtay bu kararında, Genel Kurul Yönetmeliği m.22(12) ile yüzde yetmiş beş karar nisabının
konulmasının normlar hiyerarşisine aykırı olacağını açıkça ifade etmiştir.

3. Genel Kurul Kararının İçeriği ve Kapsamı

TTK m.408/2(f) kapsamında genel kurul tarafından alınması gereken kararın kapsamı ve içeriği konusunda uygulamada çeşitli belirsizlikler bulunmaktadır. Özellikle, genel kurulun yalnızca belirli bir satış işlemini mi onaylaması gerektiği, yoksa satış koşullarını genel hatlarıyla belirleyerek yönetim kurulunu yetkilendirmesinin mümkün olup olmadığı tartışma konusudur. Bu çerçevede, genel kurulun yönetim kuruluna alıcı seçimi, satış bedeli, ödeme koşulları, teminatlar veya satışın zamanlaması gibi hususlarda yetki verip veremeyeceği sorusu gündeme gelmektedir. Doktrinde17, genel kurulun satış sürecine ilişkin çerçeveyi belirlemek suretiyle yönetim kuruluna belirli ölçüde takdir yetkisi tanıyabileceği yönünde görüşler ileri sürülmektedir.

4. Genel Kurul Kararı Alınmadan veya Karara Aykırı Şekilde Yapılan Satışların Hukuki Sonuçları

TTK m.391 uyarınca, yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti için mahkemeye başvurulabilir. Batıl sayılabilecek kararlar arasında eşit işlem ilkesine aykırı, şirketin temel yapısını bozan, pay sahiplerinin vazgeçilmez haklarını ihlal eden ve diğer organların devredilemez yetkilerine giren kararlar yer alır. TTK m.408 kapsamında, genel kurulun devredilemez yetkilerinden olan önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı, yönetim kurulu kararıyla gerçekleştirildiğinde batıl sayılacaktır.

Yönetim kurulu tarafından alınan bu kararların batıl olduğu ifade edilse de satış işleminin üçüncü kişileri bağlayıp bağlamayacağı ayrı bir özellik arz eder. Bu durumlarda, üçüncü kişilere genel kurulun kararını araştırma yükümlülüğü getirmek makul değildir. İşlemin şirketi bağlayıp bağlamadığı ise, TTK m.371/3 uyarınca, temsil yetkisinin sınırlandırılmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı geçerli olmaması kuralına göre, üçüncü kişinin iyiniyetine bağlı olarak değerlendirilmelidir18.

Doktrinde tartışmalı olan bu konu hakkında bazı yazarların görüşleri şu şekildedir:

BİÇER/HAMAMCIOĞLU, yönetim kurulunun yaptığı önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına, genel kurul onay vermesi halinde işlem geçerli hale gelir artık işlemin geçersiz olduğunun ileri sürülememesi gerektiği ve üçüncü kişilerin iyiniyetle hak iktisap etmesinin mümkün olmadığı kanaatindedir19. DURAL’ a göre, anonim şirketlerde genel kurul kararları tüzel kişiliğin iradesini oluşturur. Eğer genel kurul toptan satış kararı almış fakat işlem bu karara aykırıysa, TTK m.371/4 kapsamında iyiniyetli üçüncü kişi korunmalı ve satış geçerli sayılmalıdır. Ancak genel kurul böyle bir karar almamışsa, yetkisiz temsil hükümleri uygulanır; genel kurul sonradan onay verirse işlem geçerli olur, aksi takdirde baştan itibaren geçersiz sayılır20. AYOĞLU, genel kurul kararının mevcut olmaması, iyiniyetli üçüncü kişi ile yapılan sözleşmenin geçersizliği sonucuna ulaşılmaması kanaatindedir21.

C. Tasfiye Aşamasında Önemli Miktarda Aktiflerin Toptan Satışı

Tasfiye aşamasında önemli miktarda aktiflerin satışı hususu TTK m.538/2’de düzenlenmiştir. İlgili hükme göre, önemli miktarda aktiflerin toptan satışı için genel kurul kararı alınması gerekmekte olup, bu kararın alınmasında TTK m.421/3 ve 4 hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

TTK m.538/2’nin ikinci cümlesi, önemli miktarda aktiflerin toptan satışına ilişkin kararların ağırlaştırılmış yetersayılara tabi olduğunu düzenlemektedir. Bu kapsamda, TTK m.421/3 ve 4 uyarınca genel kurulun karar alabilmesi için sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyları gerekmektedir. Ayrıca, ilk toplantıda TTK m.421/3’te öngörülen yüzde yetmiş beşlik nisaba ulaşılamaması halinde, izleyen toplantılarda da aynı nisap uygulanacaktır.

D. TTK 538/2 ve TTK 408/2(f) Hükümlerinin Limited Şirketler Bakımından
Değerlendirilmesi

TTK m.616/1 hükmü TTK m.408/2 ile aynı doğrultuda hazırlanarak limited şirketler açısından genel kurulun devredilemez yetkilerini belirlemektedir. Ancak limited şirketler içinde uygulama alanı bulacak anonim şirket hükümlerinin düzenlendiği TTK m.644 hükmünde veya herhangi başka bir maddede TTK m.408/2’ye atıf bulunmamaktadır22. Bu nedenle tartışmalı olan bu hususta doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır.

BİÇER/HAMAMCIOĞLU, TTK m.616’da “önemli miktarda şirket malvarlığının toptan satışı” konusunda kanun koyucunun bilinçli olarak susup susmadığının net olmadığını belirtmektedir. TTK’da yapılan değişikliklerin bu konuda herhangi bir düzenleme içermediğine dikkat çeken yazarlar, buna rağmen TTK m.408/2(f) hükmünün kıyasen uygulanmamasını haklı kılacak bir gerekçenin bulunmadığını savunmaktadırlar. Ayrıca, eTTK döneminde Yargıtay’ın limited şirketler açısından eTTK m.443/2’yi kıyasen uyguladığı göz önüne alındığında, TTK m.616/1 ve TTK m.644’te bir kanun boşluğu olduğu görüşü daha kabul edilebilir görülmektedir.

Bu boşluğun, TTK m.408/2(f) hükmünün kıyasen uygulanmasıyla doldurulabileceği ve açık bir atfın hukuk güvenliğini artıracağı ifade edilmektedir23.KENDİGELEN, limited şirket müdürlerinin temsil yetkisinin kapsamı ve sınırlandırılmasına ilişkin TTK m.629/1 hükmünde anonim şirket düzenlemelerine yapılan atıf nedeniyle, TTK m. 408/2(f) hükmünün limited şirketler için de uygulanabileceğini belirtmektedir24.

Bu çerçevede, limited şirketlerde önemli miktarda şirket malvarlığının toptan satışı konusunda genel kurulun yetkili olup olmadığı hususunda kanunda açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, doktrindeki ağırlıklı görüş TTK m.408/2(f) hükmünün kıyasen uygulanması yönündedir. Ancak, hukuk güvenliğinin sağlanması adına, kanunda açık bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır.

E. SONUÇ

Anonim şirketlerde zorunlu organlar olan genel kurul ve yönetim kurulu arasındaki ilişkinin çerçevesi Türk Ticaret Kanunu’nda açıkça düzenlenmemekle birlikte, doktrinde ağırlıklı olarak eşitlik teorisinin benimsendiği kabul edilmektedir. Yönetim kurulunun devredilemez yetkileri TTK m.375’te, genel kurulun devredilemez yetkileri ise TTK m.408’de belirtilmiştir. Bu kapsamda, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı, TTK m.408/2(f) hükmü uyarınca genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmış olup, bu durum uygulamada çeşitli tartışmalara neden olmuştur. Ancak, önemli miktar, şirket varlığı ve toptan satış kavramları Türk Ticaret Kanunu’nda açık bir şekilde tanımlanmadığından, somut olayın özelliklerine göre hâkim takdirine bırakılmıştır. Bu çerçevede, şirketin büyüklüğü ve faaliyet alanı göz önünde bulundurularak önemli miktar değerlendirilmelidir.

Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin kararların genel kurul tarafından alınması zorunludur. Ancak, TTK’da bu karar için özel bir yetersayı öngörülmediğinden, TTK m.418 gereği genel kurulda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile karar alınması gerektiği kabul edilmektedir. Öte yandan, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’te yer alan ağırlaştırılmış nisap düzenlemesi, normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil etmektedir. Yargıtay içtihatlarında da bu yönde karar verilmiş olup, kanunda açıkça öngörülmediği sürece basit çoğunluğun yeterli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Öte yandan, TTK m.408/2(f) ve TTK m.538/2 hükümleri, önemli miktarda şirket varlığının satışında genel kurul kararının zorunlu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, genel kurulun yalnızca satış işlemini onaylaması mı gerektiği, yoksa satış koşullarını belirleyerek yönetim kurulunu yetkilendirmesinin mümkün olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır. Bazı yazarlar, genel kurulun satışın genel çerçevesini belirleyerek yönetim kuruluna yetki verebileceği görüşünü savunmaktadır.

Genel kurul kararı olmadan gerçekleştirilen satışların geçerliliği konusunda da farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Yargıtay, genel kurul kararı alınmadan yapılan satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu belirtirken, bazı yazarlar iyiniyetli üçüncü kişilerin korunması gerektiğini savunmaktadır. Tasfiye sürecinde de önemli miktarda aktiflerin satışı için genel kurul kararı alınması zorunludur ve TTK m.538/2 bu işlemin ağırlaştırılmış nisaplarla gerçekleştirilmesini öngörmektedir.

Limited şirketler açısından ise, TTK m.616/1 kapsamında önemli miktarda malvarlığının toptan satışı konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, doktrindeki görüşler TTK m.408/2(f) hükmünün kıyasen uygulanabileceği yönündedir. Hukuk güvenliğinin sağlanması ve uygulamada yaşanan belirsizliklerin giderilmesi için bu konuda kanunda daha net düzenlemelere yer verilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, TTK m.408/2(f) hükmü birçok açıdan tartışmalara yol açmaktadır ve uygulamada yaşanan belirsizliklerin giderilmesi için mevzuatta daha net düzenlemelere yer verilmesi gerekmektedir.

Daha fazla bilgi veya destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

  1. Esra Kaşak, Anonim Şirketlerde Genel Kurul ile Yönetim Kurulu Arasındaki Yetki Dağılımına İlişkin Temel Esaslar(1th edn. On İki Levha 2019) 8. ↩︎
  2. Beşir Fatih Doğan, 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Şirket Yönetim Kurulunun
    Organizasyonu ve Yönetim Yetkisinin Devri,(2th Vedat Litapçılık 2011) 15-16. ↩︎
  3. Doğan (n 2) 16-17. ↩︎
  4. Esra Hamamcıoğlu, Levent Biçer, E. H. B.’ Anonim Ortaklıklarda Genel Kurulun Devredilemez Yetkileri Kapsamında Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışı ve Uygulama Alanı (TTK m. 408/2-f)’, (2013) 1(1) Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 33,52. ↩︎
  5. Nihan PALTA ‘Türk ve İsviçre Anonim Şirketler Hukukunda Organ Kavramı’(2022) 12(1) Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 365,368 ↩︎
  6. PALTA (n 5) 368.
    ↩︎
  7. Ünal Tekinalp, Tek Kişilik Ortaklık I, Tek Pay sahipli Anonim Ortaklık (1th Vedat Kitapçılık 2011) 12-13. ↩︎
  8. Av. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu Anonim Şirketlerde Önemli Miktarda Malvarlığının Satışı ile İlgili Yargıtay 11.HukukDairesinin Kararı Üzerine Değerlendirme https://mtopaloglu.av.tr/img/makaleler/anonim-sirketlerde-onemli-miktardamalvarliginin-satisi-ile-ilgili-yargitay-11.-hukuk-dairesi-nin-karari-uzerine-degerlendirme-529.pdf ↩︎
  9. Biçer/Hamamcıoğlu (n 4) 41. ↩︎
  10. (TTK m. 408/2-f’de şirket varlığının %60’ını geçen toptan satışların ancak genel kurul kararıyla yapılabileceğini hüküm altına alabilirdi. Biçer/ Hamamcıoğlu (n 4) 41 ↩︎
  11. Hayri DOMANİÇ, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK ŞERHİ, 1988, s. 1480. ↩︎
  12. Biçer/Hamamcıoğlu (n 4) 40. ↩︎
  13. Mehmet ÖZDAMAR, Anonim Ortaklığın Sahip Olduğu Malvarlığının Yönetim Kurulu Tarafından Topluca
    Devredilmesi (2006) 14(2) Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 103, 104. ↩︎
  14. Ahmet BARUT, Kayıtlı Sermaye Sistemine Tabi Halka Açık Olmayan Anonim Şirketin Önemli Miktardaki Şirket Varlığının Toptan Satışı İşleminde Yönetim Kurulu Yetkisinin Tartışılması (2019) 93(2) İstanbul Barosu Dergisi, 129-138-133. ↩︎
  15. 28.11.2012 tarihli, 28481 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. ↩︎
  16. Doç. Dr. Tolga Ayoğlu Önemli Miktarda Şirket Varlığının Satışında Genel Kurul Kararının Hukuki Niteliği (2019)5(1) Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 94-104. ↩︎
  17. Ali Dural, Anonim Şirketin Önemli Miktarda Varlığının Satışına İlişkin Genel Kurul Kararının İçeriği ve Kapsamı, Prof. Dr. Hamdi Yasaman’a Armağan,2016 234-237; Ayoğlu (n 13) 96. ↩︎
  18. Ersin Çamoğlu, Anonim Ortaklık Genel Kurulunun Devredilemez Yetkileri, Prof. Dr. Sabih Arkan’ a Armağan, (1th edn. Oniki Levha Yayınevi 2019) 338. ↩︎
  19. Biçer/Hamamcıoğlu (n 4) 46-47. ↩︎
  20. Dural (n 14) 232-235. ↩︎
  21. Ayoğlu (n 13) 100 ↩︎
  22. Ahmet Yasin Bölücek Halka Açık Anonim Ortaklıklar Açısından Malvarlığının Önemli Bir Bölümü ÜzerindeTasarruf Edilmesi Sonucunu Doğuran İşlemler (1th edn, On İki Levha Yayıncılık 2020) 34. ↩︎
  23. Biçer / Hamamcıoğlu (n 4) 49. ↩︎
  24. Hüseyin Ülgen / Mehmet Helvacı / Abuzer Kendigelen / Arslan Kaya / N. Füsun Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, (4th edn, On İki Levha Yayıncılık 2015) 197. ↩︎

Tags: